Televizyonun Yararları ve Zararları

101
26532


TELEVİZYON VE ÇOCUK TELEVİZYON İZLEMENİN YARARLARI

Çocukları eve bağlar, aile bireylerini bir araya toplayarak aralarında yeni ortak ilgilerin doğmasını sağlar. Aileler için bir kültür kaynağı ödevi görür. Çocukları düşünmeye teşvik eder. Çocukların ilgi ve yaşantı alanlarını genişletir. Çocukların estetik zevklerini genişletir. Çocuğun kelime hazinesini genişletir. Televizyonu genel olarak düşündüğümüzde çocuklar için okul yoluyla düzenlenmiş, sistemli, amaçlı öğrenim için kullanabileceğimiz bir araç haline dönüşebilir.

TELEVİZYON İZLEMENİN ZARARLARI TELEVİZYON PROGRAMLARINA DÜŞKÜNLÜK

Çocuğu, adeta uyuşturarak yararlı etkinliklerden ve uğraşlardan alıkoyabilir. Çocukların kazanılmış bilgilerinin azalmasına neden olur. Çocukların tek tip değer yargıları geliştirmelerine neden olur. Özellikle duygusal yönden güven içinde olmayan çocuklarda endişe ve korkular geliştirebilir. Çocukların televizyonda gördükleri her şeyi gerçek olarak algılamaları gördüklerini denemekten ve taklit etmekten hoşlandıkları görülmüştür. Doğruyu, yanlışı ayırt edemedikleri bilinmektedir. Okul öncesinde çok fazla televizyon izleyen çocukların okuldaki başarılarını ve sosyal ilişkilerini etkilemektedir. Televizyon programlarına düşkünlük çocukları pasifleştirir.

PROGRAMLAR NASIL HAZIRLANMALIDIR?

Yaş gruplarına göre; 2-7 yaş konuların hareketli, taklit dolu, sembolik öğelerin renk, ışık, ses düzenine Toplumsal niteliği olan ağırlık veren kurguyla sunulmalısı gerekir. 7 – 11 yaş ahlak ve toplum kurallarının doğrusuyla, yanlışıyla sergilendiği programlar Ergenlerin anlama ve eleştirme yeteneklerinin erişkin olmalıdır. 12 yaş + düzeyine ulaşması nedeniyle yine aynı çerçevede daha karmaşık kültürel ve toplumsal konulara yer verilebilir. Çocuklara yönelik programların hazırlanmasında pedagogla işbirliği yapılmalıdır. Programlarda doğru konuşma dili kullanılmalıdır. Küçük çocuklara yönelik programlarda konu ve dil sade olmalıdır.

TELEVİZYONUN FAYDALARI

Televizyon bir kitle iletişim cihazıdır. Yani, televizyon dünyada olup bitenleri bize en kolay yoldan haber verebilecek, diğer insanlarla düşüncelerimizde benzerlik veya farklılık olup olmadığını sınayabileceğimiz, bütün bunların yanı sıra insanlarla ortak konularüzerine konuşmamızı sağlayan (diziler, maçlar, haberler) ve bu anlamda insanı sosyalleştiren (derinine inildiğinde tekdüzeleştiren) bir cihazdır. Televizyon işlerimizde de bize yardımcıdır, mesala ertesi gün havanın nasıl olacağını televizyondan öğreniriz ve buna göre önlemimizi alırız, veya köprüde trafik olduğu söylenirse 2. Köprüden gideriz. Ayrıca ekonominin gidişatı yani bizim uğraştığımız meslekle ilgili bilgilere de televizyon sayesinde sahip oluruz. Mesala bir milletvekili dolar yükselecek derse; hemen dolara yükleniriz.

Aslında iyice düşününce televizyonla doğmuşsak onsuz yaşamanın zorluğunu göz ardı edilemeyeceğini görürüz. Çünkü televiyonu herkez izler, ve o dünyayı bizim ayağımıza getirmiyor desek yalan olur. UEFA kupası finalini televizyon olmasa nasıl izlerdik? Bir yolu var tabi ki; Maça gitmek, tamam gidersin ama bir gidersin iki gidersin insanın bütcesi dayanmaz buna, ayrıca her maçı izlemek isteyen stada akın etse bu etkinliğe stad dayanmaz. Bu örnek bence güzel bir örnek çünkü futbolu da populer yapan televizyondan başkası değildir. Bu özelliğin yanı sıra haberlerde fakirleri de görüp onlar hakkında içimizin sızlaması televizyonun duygularımızı da kontrol eden bir cihaz olduğunun kanıtıdır…

Televizyonun yararları

Çağımızda gerek çocukların gerekse erişkinlerin yaşamında iletişim ve bilgilenme açısından en az yazılı yayınlar kadar hatta daha fazla televizyonun etkisi olduğu şüphesizdir. Televizyon, görsel ve işitsel duyulara yönelik bir kitle iletişim aracı olması nedeniyle, hem olumlu hem de olumsuz etkilere sahip olabilmektedir.

Amerika Birleşik Devletleri nde yapılan bir çalışmada (1989), çocukların uyku dışındaki zamanının çoğunu diğer aktiviteler yerine TV izleyerek geçirdiklerini bildirilmiştir. TV ile ilgili Nielson raporuna göre, 2-5 yaşındaki çocuklar haftada yaklaşık 27 saat, 6-11 yaşındaki çocuklar haftada yaklaşık 23 saatten daha fazla, 12-17 yaşındaki çocuklar ise yaklaşık 23 saat TV izlemektedir. Bu çocukların 70 yaşına ulaştıklarında toplam yaşamlarının 7 yılını TV izlemekle geçirmiş olacakları bildirilmektedir. Böylece TV, çocukların adölesanların yaşamında oldukça etkili bir güç olarak ortaya çıkmaktadır. Yine yapılan çalışmalar, çocuk üzerinde zihinsel, duygusal ve sosyal etkiye sahip olan TV nin çocuğa denetimli olarak izletilmesinin olumlu, gelişigüzel izletilmesinin ise olumsuz etkisi olduğunu bildirmektedir. Ailelerin TV konusundaki denetimlerinin yetersiz olduğu durumlarda, TV çocukların inanç, fikir ve davranışlarını kolaylıkla etkileyebilmektedir. Bu nedenle TV kullanımında yetişkinlerin gerekli denetim ve düzenlemeler yapmaları, bu konuda bazı kurallar koyarak çocuğun bu kurallara uymasını sağlamaları da dikkat edilmesi gereken bir durumdur. Ana-babaların TV yi çocuğun bütün gününü başında geçireceği bir araç olarak değil, sadece günlük yaşamda karşılaşabileceklerinden çok daha çeşitli konularla ilgili bilgi ve izlenimler edinmesine yardımcı olacak bir araç olarak görmeleri sağlanmalıdır. Özellikle farklı roller ve ortamlarda pekçok ailelerle etkileşim halinde bulunan hemşirelerin TV nin çocuk üzerindeki olumsuz etkileri azaltılabilir.

Oxford Üniversitesinin İletişim Dekanları,TV nin çocuk üzerindeki olumsuz etkilerini azaltmak amacıyla bazı önerilerde bulunmuştur. Çalışmamızda yer verdiğimiz bu önerilerden bazıları;
* Ebeveynlere TV nin etkileri konusunda eğitim vermeye çaba gösterilmeli, çocuklara eleştirel TV izleme becerisi kazandırılmalı,
* Ebeveynler çocuklarının TV izlemesini günde 1-2 saatle sınırlandırılmalı,
* Ebeveynlere TV nin yerine geçebilecek okuma, spor veya eğitici hobiler gibi uğraşlar bulmaları öğütlenmeli,
* Ebeveynler çocuklarının seyredeceği programların seçimine katılmalı,
* Ebeveynler çocukların izlediklerini yorumlamalarına yardım etmek amacıyla onlarla birlikte TV izlemeli,
* TV nin çocuklar üzerindeki etkilerini içeren daha fazla araştırma desteklenmeli ve çocuklar için diğer gruplarla işbirliği yapılmalıdır.

Yararları

  • Yeni bilgiler öğretir.
  • Boş zamanları değerlendirir.
  • Eğlendirir.
  • Dilini geliştirir.
  • Hayal gücünü değiştirir.
  • Müziğe ilgisini artırır.
  • Yaratıcılığı yönlendirir.

Televizyonun Birey ve Toplum Üzerindeki Etkisi

İnsanların kimi zaman can sıkıntısından, kimi zaman vakit geçirmek için, kimi zaman da eglenmek ve bilgilenmek amacıyla karsısına geçtigi televizyon çagımızın popüler iletisim araçlarından biri olmaya devam etmektedir. Hem eglendirme hem de egitme islevini, insanları hiçbir zahmete sokmadan gerçeklestiren televizyon; is yaparken, kitap okurken, hatta eglenirken dahi izlenebilme özelligine sahiptir. Bu nedenle “televizyon, tarihte ilk kez, … milyarlarca insan tarafından, kolaylıkla ve yaygınlıkla izlenebilen yegane iletisim aracıdır. TV yıgınlara sunulan bir “elma sekeridir”bir anlamda. “Çagımız insanının büyük tutkusu,… milyonlarca insanı, boyutları daha önce su ya da bu sekilde saptanmıs bir kalıplasmadan geçirme aracı”dır. Olumlu kullanıldıgında çok faydalı ve verimli kullanıldığında çok iyi bir egitim aracıdır.Olumsuz kullanımında ise en tehlikeli silahtan daha etkili, sinsi bir zehir gibi insanları yok etme gücüne sahip olabilmektedir.

Televizyonun Zararları – Televizyonun Zararları Nelerdir

Hayatta kalma savaşındaki dikkate değer çelişkilerden biri, organizmaların, kendi arzuladıkları şeyler tarafından kolayca zarar görebilmeleri. Tıpkı balıkların oltanın ucundaki yemle, farelerinse peynirle avlanmaları gibi. Ancak bu yaratıkların, aldanışları için en azından uygun bir mazeretleri var: Yem ve peynir, hayatta kalmalarını sağlayan besin maddeleri. İnsanlarınsa, çoğu bağımlılıkları için bu türden tesellileri yok denecek kadar az.

İnsanların hayatı düşkünlüklerine bağlı olarak altüst olabiliyor. Yaşamını sürdürmek için kimse alkol içmek, kumar oynamak zorunda değil. Bu yüzden, eğlence ya da oyalanma amaçlı yapılan bir şeyin ne zaman kontrolden çıktığını anlamak, yaşamın önemli dönüm noktalarından olsa gerek. Düşkünlüklerin ille de fiziksel maddelerle ilgili olması gerekmiyor. Televizyon , ünü ve her yerde bulunabilirliğiyle, dünyanın en popüler boşa zaman geçirme makinesi olarak karşımıza çıkıyor. Çoğu insan, televizyonla arasında sevmekle nefret etmek arası bir bağ olduğunu itiraf ediyor. Ondan şikayet edenler, şikayetleri bittikten belki de hemen sonra koltuklarına kurulup, uzaktan kumandalarına sarılıveriyorlar. Anne babalar, çocuklarının televizyon seyretmeleri konusunda endişelerini dile getiriyorlar. Ama aslında bu endişe, kendilerinin çok fazla televizyon seyretmesinden kaynaklanmıyor mu? Dost sohbetlerinde, aile toplantılarında, söyleyeceğimiz şeyler tükendiğinde… Çoğumuz onunla olabilmek için bir kitap okumadan, ailemizle, arkadaşlarımızla konuşmadan, bir yakınımızın sesini duymadan, çocuğumuzla bir oyun oynamadan, gönlümüzce bir gezintiye çıkmadan, çocuklarımız için kurabiye pişirmeden geçiriyoruz günlerimizi.

Endüstriyel dünyada bireyler günde ortalama üç saatlerini plansız olarak televizyon seyretmeye ayırıyorlar. Bu saatler, bir gün içinde çalışma ve uyuma dışında tek bir faaliyet için ayrılan en büyük zaman dilimini oluşturuyor. Düşünün, 75 yaşına geldiğinizde, her gün yalnızca üç saat televizyon seyrettiyseniz, yaklaşık 9 yılınızı televizyon karşısında geçirmiş oluyorsunuz. Rakam gerçekten çok çarpıcı. Bazı yorumculara göre bu bağlılık basitçe şu anlama geliyor: İnsanlar televizyon seyretmekten hoşlanıyor ve onu seyretmek için bilinçli bir karar alıyorlar. Eğer herşey bundan ibaretse, o halde neden bu kadar çok insan, fazla televizyon seyrettiği endişesine kapılıyor? Neden 5 yetişkinden 2’si, 10 gençten 7’si televizyon karşısında çok fazla zaman geçirdiğini düşünüyor? Neden yetişkinlerin yaklaşık % 10’u kendini TV bağımlısı olarak tanımlıyor?.

Televizyonun Zararları

  • Televizyondaki Kötü Programları Örnek Alan Çocuklar Ülkedeki Suç Oranını Arttırır.
  • Televizyona Çok Bağlı Olan Kişilerde Bazı Rahatsızlıklar Olabilir.(Örnek: Göz Bozulması)
  • Okumak Yerine Televizyondaki Programlardan Bilgilenmeye Çalışmak, Okuma Kültürünü Öldürür.
  • Televizyona Çok Bağlı Olan Kişinin Hayatta Hiçbir Amacı Kalmaz Ve Hayatta Bir Amacı Olmayan Kişinin Yaşamasına Gerek Yoktur.
  • Televizyon İnsanları Tembelleştirir Tembel Olmaya Yöneltir.
  • Ders Çalışan Birinin Çalıştığı Yerde Televizyon Bulunması O Kişinin Dikkatini Dağıtarak Ders Çalışmasına Engel Olur.
  • Televizyona Çok Bağlı Olan Kişilerin İşleri Aksayabilir.
  • Yöreleri Kötü Tanıtan Bir Filmde, O Yörenin İmajını Bozabilir.
  • Ayrıca Çok Fazla Televizyon İzlemek Enerji Kaybına Neden Olur.
  • Yaşına Uygun Olmayan Kişilerin Zararlı Programlar İzlemesi, Kişinin Ruhsal Ve Zihinsel Problemler Yaşamasına Neden Olur. Televizyonun Zararları
Önceki İçerikÖlen Eşine Kalp Masajı Yapan Kedi
Sonraki İçerikSoya Lesitin / Lecithin Faydaları ve Kullanım Alanları
En güzel kayboluş tarihi bir kentin sokaklarında olur, en güzel unutuş sevdiğiniz bir romanın sayfalarında olur, ama her ikisi de geçicidir. Webmaster, seo uzmanı, sosyal medya uzmanı, amatör fotoğrafçı.

101 YORUMLAR

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz